Erdoğan: Yangında ihmali ve kusuru olanlar hukuk önünde bunun hesabını vereceklerdir

Ankara, 21 Ocak (Hibya) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu.

Erdoğan: Yangında ihmali ve kusuru olanlar hukuk önünde bunun hesabını vereceklerdir

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

"Bu sabah Bolu Kartalkaya’da bir otelde çıkan yangında vefat eden 66 kardeşimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Aynı yangında yaralanan 51 kardeşimize acil şifalar temenni ediyorum.

Yaralanan kardeşlerimizden 17’si taburcu edilirken bir tanesi yoğun bakımda olmak üzere diğerlerinin tedavisi devam ediyor. AFAD, sağlık ve diğer birimlerimiz yanan oteldeki çalışmalarını sürdürüyor.

Hayatını kaybeden kardeşlerimizin kederli ailelerine, yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum.

Yangının haberini alır almaz 4 bakanımızı süratle Bolu’ya gönderdik. Yangın ile ilgili arkadaşlarımızdan düzenli bilgi aldık. Yangına farklı kurumlarımızdan toplan 156 araç ve 428 personelle müdahale edilmiştir.

Gerek yangının çıkış sebebinin gerekse faciada sorumluluğu olanları tespit etmek amacıyla idari ve adli soruşturmalar başlatılmıştır. 6 Cumhuriyet Savcımız, 2 Mülkiye Başmüfettişimiz ile Çalışma Bakanlığımızdan 4 Başmüfettişimiz, 5 kişilik bilirkişi heyetiyle birlikte en ince detayına kadar olay araştırılmaktadır.

İlk etapta aralarında facianın yaşandığı işletme sahibinin de olduğu 4 kişi gözaltına alınmıştır. Her ne surette olursa olsun böyle bir facianın yaşanmasına sebep olanlar ihmali ve kusuru olanlar hukuk önünde bunun hesabını vereceklerdir.

Yangında yakınlarını kaybeden vatandaşlarımızın derin bir teessür ve derin bir acı içinde olduklarını biliyoruz. Bu kardeşlerimizin acısını paylaşmak amacıyla 1 günlük Milli Yas ilan edilmiştir. 22 Ocak 2025 Çarşamba günü yurdumuzda ve dış temsilciliklerimizde güneşin batışına kadar bayraklarımız yarıya çekilecektir.

Gün siyaset yapma değil, bir ve beraber olma günüdür. Siyaset, medya, yerel yöneticiler dahil tüm aktörlerden vatandaşlarımızın acısına hürmet göstermelerini beklediğimizi ifade etmek istiyorum.

Bir kez daha vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine sabır, milletimize başsağlığı ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum. Rabbim ülkemizi ve milletimizi bu tür elim olaylardan muhafaza eğlesin diliyorum.

Eğitimden savunmaya, güvenlikten bölgesel gelişmelere kadar kritik konuları değerlendirdiğimiz kabine toplantımızı tamamladık. Son kabine toplantımızdan bugüne kadar ülkemize ve milletimize hizmet yolunda büyük bir gayret içerisinde olduk. Hemen her yıl gerçekleştirdiğimiz Valiler Buluşmamızda 81 ilin valisiyle cumhurbaşkanlığı külliyemizde bir araya geldik. Kerim devlet tasavvurumuzun vatandaşa dönük yüzü olan vali ve kaymakamlarımızdan bilhassa içinde bulunduğumuz kritik dönemde çok büyük hizmetler ve özverili çalışmalar bekliyoruz.

Geçen kabine toplantımızda aldığımız karar çerçevesinde 2025 yılını ’Aile Yılı’ olarak idrak edeceğimizi milletimizle paylaşmıştık. 13 Ocak tarihinde 2025 aile yılını geniş bir katılımla Beştepe Kongre ve Kültür Merkezimizde gerçekleştirdik.

Aile toplumun temelidir diyen anayasamızın 41. maddede çizdiği çerçevede aileyi güçlendirecek tedbirleri hayata geçiriyoruz. Aile kurumunun son yıllarda giderek katmerlenen çok boyutlu bir kuşatma altında olduğunu görmekteyiz.

Özellikle cinsiyetsizleştirme politikaları aile kurumunu hedef alan küresel bir Haçlı Seferine dönüşmüş durumdadır. Türkiye bu sinsi akımlar karşısında fıtrat merkezli bir insanlık cephesi oluşturmaya çalışan ülkelerin en başında gelmektedir.

Milletimiz için varoluşsal bir tehdide dönüşen bir diğer husus 1,51’e kadar düşen doğurganlık hızımızdır. Nüfusun yenilenme düzeyinin 2,1 olduğu göz önünde bulundurulduğundan tehdidin vahameti daha net anlaşılacaktır.

Bu tehdidi kesifleştiren bir başka sorun evlenme yaşının yükselmesidir. Ülkemizde ilk evle yaşı kadınlar 26’ya, erkeklerde 28’e çıkmıştır. İlk anne olma yaşı ise daha önce görülmemiş bir biçimde 29’u aşmıştır.

İktidar ve muhalefet fark etmeksizin bu tehlikeli gidişatı önce durdurmamız, sonra da tersine çevirmemiz gerekiyor.

Bütün bu gerçekler temelinde 2025 senesini ‘Aile Yılı’ ilan ettik.

Bir taraftan aileyi koruma ve nüfusumuzu artırma gayesiyle canhıraş bir mücadele verirken diğer tarafta göz bebeğimiz olan çocuklarımızın başıboş köpek sürülerince parçalanmasının izahını ne kendimize ne vicdanımıza ne de milletimize yapamıyoruz.

Geçtiğimiz günlerde Yüksekova’da 12 yaşında bir evladımızın hayatını kaybettiği olay hepimizi derinden yaralamış ve sarsmıştır. Daha önce de benzer hadiselere şahit olmuş bunun üzerine hükümet olarak harekete geçmiştik.

Bu sorunun çözümsüz kalmasından rant elde eden çeşitli lobilerin karşı çıkmasına rağmen mevzuatımızda gerekli düzenlemeleri yapmıştık.

Mevzuatta herkesin sorumluluğu bellidir. Siyasi parti ayırt etmeksizin, belediyelerimizin tamamı, yasanın ve yönetmeliklerin kendilerine yüklediği görevleri yerine getirmek zorundadır. Farklı bahaneneler öne sürerek, görevini yapmayanlarla ilgili bundan sonra daha zorlayıcı tedbirleri devreye alacağız.

Tarım, İçişleri ve Çevre Bakanlıklarımız başta olmak üzere devletimizin ilgili tüm organları, bu konunun üzerine daha kararlı gidecektir. Burada Eslem Teker evladımıza yüce Allah’tan rahmet, acılı ailesine ve arkadaşlarına sabır niyaz ediyorum.

Yurt dışı kabuller noktasında da yoğun geçen iki haftayı geride bıraktık. 7 Ocak’ta Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı Sayın Barzani’yi külliyemizde kabul ettik. Kendisiyle terörle ortak mücadeleden diğer konulara gündemimizdeki tüm meseleleri istişare ettik.

Moğolistan Cumhurbaşkanı Sayın Khurelsukh ve heyetinin, ziyareti 21 yıl sonra devlet başkanı seviyesinde Türkiye’ye gerçekleşen ilk ziyaret olması hasebiyle son derece önemli ve anlamlıydı. Ziyaret vesilesiyle ilişkilerimizi stratejik ortaklık seviyesine çıkaran ortak bildiri ile çeşitli alanlarda 10 anlaşma imzaladık.

Suriye yeni yönetiminin dışişleri ve savunma bakanları ile istihbarat başkanının ülkemizi ziyareti sırasında da pek çok kritik konuyu ele aldık. Yaklaşık 14 yıl süren zulüm ve katliamlar boyunca Suriyeli kardeşlerimizi hiçbir zaman yalnız ve sahipsiz bırakmadık. Suriye’nin yeniden ayağa kaldırılması çabalarında da yeni hükümetin ve Suriye halkının yanında olacağız.

 Suriye, toparlanıp güçlendikçe, Esad’ın kaçarken arkasında bıraktığı enkaz kaldırıldıkça sadece Suriyeli kardeşlerimiz değil, bölgemizin tamamı bundan kazançlı çıkacaktır. Bu toparlanmanın olabilmesi için şüphesiz başkalarından önce Arap ve İslam aleminin bu ülkeye destek olması önemlidir.

Batılı kurumların uyguladığı yaptırımlar da bir an evvel kaldırılmalıdır. Bu konudaki hassasiyetimizi, dün ülkemize resmi bir ziyarette bulunan Slovakya Başbakanı Sayın Robert Fico ile paylaştım. Sayın Fico ile ayrıca savunma, yatırım ve ticaret başta olmak üzere ikili münasebetlerimizi etraflıca değerlendirdik.

İsrail’in 7 Ekim 2023 tarihinden sonra Gazze’ye başlattığı saldırılar, önceki gün ateşkesin yürürlüğe girmesiyle şimdilik son buldu. İsrail’in kasıtlı bir şekilde sivilleri ve sivil altyapıyı hedef alan saldırılarında 50 bin Gazzeli şehit oldu. 110 binin üzerinde kardeşimiz yaralandı. İsrail, 471 gün boyunca kelimenin tam manasıyla bir soykırım ve Gazze’yi özellikle söylüyorum insansızlaştırma politikası uyguladı. Medyaya ve sosyal medyaya yansıyan fotoğraflar, Gazze’deki yıkımın ne kadar devasa boyutta olduğu ortaya koyuyor. Türkiye olarak çeşitli kanallardan yürüttüğümüz çok boyutlu diplomasiyle ateşkes mutabakatının sağlanması için gereken desteği verdik, 471 gün sonra Gazzeli kardeşlerimizin yüzlerinin gülüyor olmasından biz de memnuniyet duyuyoruz.

Rabbim Filistin Direniş Hareketi Hamas’ın siyasi büro şefi İsmail Haniye başta olmak üzere İsrail’in kalleş ve insanlık dışı saldırılarında şehit olan tüm kardeşlerimizin ruhlarını şad, mekanlarını cennet eylesin diyorum.

Esir ve tutuklu takası görüntüleri kimin insan hayatına ve onuruna değer verdiğini, kimin de bunları yok saydığını göstermektedir.

İsrail hükümeti üzerindeki baskıyı sürekli kılarak bunun mutlaka önüne geçilmesi gerektiğine inanıyoruz. Türkiye olarak bu süreçte gereken neyse yapmaya devam edeceğiz. 100 bin tona ulaşan insani yardımlarımızı özellikle Ramazan-ı Şerif öncesinde daha da artıracağız. Ateşkesi fırsat bilerek bölgede kalıcı barışa giden yolun açılması için de gayretlerimize hız vereceğiz.

Gazzeliler, 471 gün boyunca dişleriyle, tırnaklarıyla direnerek topraklarına sahip çıkmışlardır. Şimdi Gazzeli kardeşlerine sahip çıkma sırası Arap ve İslam alemindedir. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum."

  Hibya Haber Ajansı