Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kimse kirli ellerini birlik ve beraberliğimize uzatamaz
İstanbul, 31 Mayıs (Hibya) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 4. Türkiye Gençlik Zirvesi'nde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"4. Türkiye Gençlik Zirvesi vesilesiyle medeniyetimizin gül bahçesi İstanbul'umuzda sizlerle bir arada olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Bu anlamlı zirveyi tertip eden Türkiye Gençlik Sivil Toplum Kuruluşları Platformumuza, platforma üye tüm kuruluşlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Sizlerin şahsında ülkemizin dört bir yanındaki gençlerimizin tamamına selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum. Gönül ve kültür coğrafyamızın farklı noktalarında kalbini kalbimizle, kaderini kaderimizle, ümidini ümidimizle birleştiren her bir kardeşime muhabbetlerimi iletiyorum.
Pek çok alanda başarılarıyla tebarüz eden öncü isimlerin gençlerimizle bir araya geldiği bu programın ülkemiz, milletimiz, bilhassa da aydınlık yarınlarımızın teminatı gençlerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Platformumuzu, gençlerin aile algısı, evlilik kurumuna bakışları, çocuk sahibi olma konusundaki düşünceleri ve devletimizin aile politikalarına ilişkin görüşlerini içeren araştırması dolayısıyla da tebrik ediyorum. Keza farklı kategorilerde az önce ödüllerini takdim ettiğimiz kardeşlerimizi gönülden kutluyor, başarılarının artarak devamını temenni ediyorum.
Sizlerle en son 2 yıl önce 3. Türkiye Gençlik Zirvesi'nde bir araya gelmiştik. O zirvede ayrıca gençlerimize verdiğimiz önemi, sizlere duyduğumuz güveni hasbi ve kararlı bir şekilde ifade etmiştik. Güvenimizi boşa çıkarmadığınız için her birinizi tebrik ediyorum.
Ahde vefanız için, azminiz için, bilginizle, ufkunuzla, ferasetli duruşunuzla bu ülkeye sahip çıktığınız için hepinize şükranlarımı sunuyorum.
Her zaman söylüyorum, bugün bir kez daha altını çiziyorum. Türkiye Gençlik Sivil Toplum Kuruluşları Platformu'nda iş birliği, hedef birliği ve gönül birliği yapan kuruluşlarımızın varlığı bizlere daima güç veriyor. Nice zorluğun, badirenin, ihanetin üstesinden beraberce geldik.
Türkiye'ye tarihi seçim başarılarını dış politikadan hak ve özgürlüklere birçok alanda sessiz devrim niteliğindeki hamlelerini birlikte yaşadık. Böylesine güçlü, kararlı, ahlaklı bir gençlikle yol yürümeyi bizlere nasip eden Rabbime sonsuz hamdediyorum.
Şunu asla unutmamanızı burada özellikle sizlerden rica ediyorum. Biz büyük davaların ve büyük ideallerin bir araya getirdiği kadrolarız. Biz uzun ince bu yolda yan yana yürüyen yol arkadaşlarıyız. Kızılelma'mız olan Türkiye Yüzyılı yolculuğumuz henüz yeni başlamadı. Büyük ve güçlü Türkiye mefkuremizi sizlerle hayata geçireceğiz.
Asra istikamet çizeceğimiz Türkiye yüzyılı hedeflerimize sizlerle birlikte ilerleyeceğiz. Türkiye'yi her alanda çok daha ileri noktalara, parmakla gösterilen seviyelere inşallah beraber getireceğiz.
Barışın, huzurun, refahın hüküm sürdüğü, bölgesine ve dünyaya yön veren bir Türkiye'yi sizlerle inşa edeceğiz. 86 milyonun bir arada barış, huzur ve kardeşlik içinde yaşadığı müessir, müreffeh bir ülkeyi sizlerle birlikte yükselteceğiz.
Bizi köken, kimlik, meşrep ve mezhep üzerinden ayrıştırmaya çalışanlara inat, bir olmuş, birlik olmuş, kenetlenip tek millet olmuş, terörsüz Türkiye'yi yani en büyük eserimizi inşallah sizlerle birlikte gerçekleştireceğiz. İşte o zaman ülkemizin önünde yepyeni bir sayfa açılacak.
O sayfaları hep birlikte yazacağımız destanlarla dolduracağız. O sayfaların her bir kenarını dostluk türküleriyle, kardeşlik şiirleriyle, İstiklal ve İstikbal ruhu ile süsleyeceğiz. Atalar yurdu, şehitler emaneti, gaziler diyarı bu aziz vatanı omuz omuza, gönül gönüle sizlerle birlikte ihya edeceğiz.
Ne diyor şair? "Yiğidim, Kendin ol, kendine bir bak. Yaşayan bir kutlu dava sende. Kalbinin burcunda nazlı bir bayrak. Kanına işlemiş sevda var sende. Duruşun, bakışın asaletinle, ahlakın, iraden, cesaretinle, vicdanın, şefkatin, merhametinle bizi millet yapan maya var sende. Tarihler yaz, seni tarih söylesin. Nice asırlara nakşolsun sesin. Sen ki tek başına bir Türkiye'sin. Dünyada sen varsın, dünya var sende."
Evet, tıpkı bu mısralarda olduğu gibi sen ki tek başına bir Türkiye'sin derken bunu sırf hamaset olsun diye söylemiyoruz. Çünkü medeniyetimizin ihtişamını ülkemizin gençleri temsil ediyor. Siz temsil ediyorsunuz. Milletimizin asaletini göğüslerinde bir şeref madalyası olarak bu ülkenin özgüven sahibi gençleri taşıyor.
Gelecek tasavvurumuz bu salonda vücut bulan ruhta yeniden diriliyor. Osmangazi'nin rüyasını Fatih'le, Yavuz'la, Kanuni ile buluşturan, kalbinde ay yıldızlı al bayrağımızı dalgalandıran sizlersiniz. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak başta bu salondaki genç kardeşlerim olmak üzere ülke ve millet sevdalısı tüm gençlerimizle gurur duyuyorum.
Burada bir kez daha görüyorum ki Teknofest kuşağı maşallah gümbür gümbür geliyor. Gencecik mühendislerimiz savunma sanayinde adeta destan yazıyor. Gencecik zihinlerimiz bilimde, teknolojide, kültür ve sanatta başarıdan başarıya koşuyor.
Bu ülkenin güçlü yarınlarını hazırlıyor. Milli sporcularımız çok farklı branşlarda dünyanın dört bir yanında İstiklal Marşımızı iftiharla okutuyor. Aklı selim, kalbi selim ve zevki selim sahibi bu gençliğin Türkiye yüzyılının da mimarı, mihmandarı ve yolbaşçısı olacağına yürekten inanıyorum.
Rabbim başarılarınızı daim, bahtınızı açık eylesin diyorum. Ülkemize ve milletimize yaptığınız ve yapacağınız katkılardan ötürü her birinize teşekkür ediyorum.
Bugün sizlerle hasbihal etmeyi, ruberu konuşmayı arzu ediyorum. Biliyorsunuz önceki gün İstanbul'un fethinin 572. yıl dönümünü idrak ettik. Henüz 21 yaşındayken çağ kapatıp çağ açan Fatih Sultan Mehmet Han'ı ve kahraman ordusunun şanlı mücadelesini şükranla yad ettik.
Tüm ihtişamıyla o muzaffer iklimi milletimizle birlikte yeniden teneffüs ettik. Türkiye'yi enerjide farklı bir seviyeye taşıyacak Osmangazi yüzer üretim tesisini aynı şekilde buradan Filyos Zonguldak, oraya yolcu ettik. 300 metre uzunluğunda ve 56 metre genişliğinde olan bu dev platform güçlenen Türkiye'nin yeni bir nişanesi olarak Filyos'ta yerini aldı.
Bu ne demek biliyor musunuz? Gemileri karadan yürüten bir ecdadın torunları olarak bugün enerji ve savunma sanayi başta olmak üzere her alanda başarılarımıza yenilerini ekliyoruz. Eserlerimizle, projelerimizle, hizmetlerimizle kahraman ecdadımıza layık olmaya çalışıyoruz.
Bakınız Fatih Sultan Mehmet Han bize sahip çıkmamız için sadece İstanbul'u bırakmadı. Aynı zamanda fetih ruhunu da emanet etti. Ayrım yapmadan mazluma kucak açmayı, zalime karşı dimdik durmayı biz ecdadımızdan öğrendik. Zorluklar ne kadar çetin olursa olsun, yılmamayı biz ecdadımızdan öğrendik. İnancın, imanın ve adanmışlığının önünde hiçbir engelin duramayacağını biz ecdadımızdan öğrendik.
Kimsenin kınamasına aldırmadan, zalimler ve zorbalar karşısında hakkı haykırmayı, adaletin kılıcı olmayı aynı şekilde biz ecdadımızdan öğrendik. Şunu da ifade etmek isterim. Biz sadece vesayetle, sadece yasaklarla ve baskıcı zihniyetle mücadele etmedik. Neredeyse yarım asra yaklaşan siyasi hayatımız boyunca aynı zamanda ön yargılarla, ideolojik at gözlükleriyle de mücadele ettik.
Bürokratik oligarşinin her türlüsüyle kıyasıya mücadele ederken bundan daha çetin kavgayı kültürel hegemonyaya karşı yürüttük. Şimdi bakınız değerli kardeşlerim, CHP zihniyeti milletimizin asırlara sarih mazisini sahiplenmek yerine reddi miras yaparak bu ülkenin tarihini 100 yılla sınırlandırdı.
Geçmişe sırtımız dönmemiz beklendi. En parlak dönemlerimiz adeta yok sayıldı. Tek parti faşizminin baskın olduğu yıllarda bedelini halen ödediğimiz yanlış politikalarla milletimiz tarihsiz hale getirilmek istendi. İman kalemizin sarsılmaz duvarları olan değerlerimiz toplum hayatımızın dışına atılmak istendi.
Elifbaların suç aleti sayıldığı utanç verici yıllar yaşadık. Gençler, elimize tahta parçasıyla elifbaların yazılıp verildiğini bilir misiniz? Kur'an kurslarının kapısına kilit vurulduğu günlere şahit olduk. Minarelerimiz 18 sene boyunca binlerce yılın yabancısı bir sese mahkum ve mecbur bırakıldı. Bizi ruh kökümüzden koparmak amacıyla her yolu denediler.
Maalesef bu politikalarında belli ölçüde muvaffak da oldular. Tek parti zihniyetini temsil eden çevrelerin halen Selçuklu'ya, Osmanlı'ya ve binlerce yıllık Türk tarihine husumetle yaklaştığını görüyoruz. Biz Sultan Alparslan deyince, Osmangazi, Fatih deyince, Yavuz, Kanuni, Sultan Abdülhamid Han deyince birileri hemen rahatsız oluyor. Hatırlayın bu malum çevreler Türk milletinin hamuru Müslümanlarla yoğrulmuştur, İslamsız Türk yaşayamaz dediğimiz için şahsımızı günlerce hedef aldılar.
Tarihimize, köklerimize, kurucu değerlerimize sahip çıktığımız için bizi insafsızca eleştirdiler. Oysa biraz tarihe baksalar veya tarih okusalar Türkiye Cumhuriyeti'nin altı asırlık imparatorluk çınarının taze bir şıvgını olduğunu anlayacaklar.
Halbuki ideolojik ezberlerle konuşmak yerine biraz tarih kitabı karıştırsalar şu hakikatleri çok net biçimde görecekler. Asırlar boyunca adalet dendiğinde akla biz geldik. Yüzyıllar boyunca asalet dendiğinde zihinlerde biz canlandık. İyiliği, güzelliği, vicdan ve merhameti yeryüzüne Allah'ın izniyle biz yaydık.
Çok geniş bir coğrafyayı ilmimizle, ahlakımızla, kültürümüzle, mimari eserlerimizle biz yoğurduk. Biz şenlendirdik. Biz mamur ettik. Rahmetli Mehmet Akif'in dediği gibi "Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz? Gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir öğretmişiz?" Biz işte buyuz.
Bunları söyleyince birileri kabus görse de biz işte böyle bir milletiz. Millet olarak hafızamızda, ruhumuzda, damarlarımızda akan kanda işte bu şanlı tarihin birikimi, tecrübesi vardır. Bizi Mehmet Akif'in ifadesinde vücut bulan büyük bir millet yapan da işte bu tarihimiz, tecrübelerimiz, ruh kökümüzdür.
Nasıl köklerinden beslenemeyen ağaçlar yaşayamazsa, kökleriyle bağı kopmuş toplumlar da asla ayakta kalamaz. Biz de millet olarak özellikle teknolojiyle beraber iyice dengeleri sarsılan modern dünyada ayakta kalmak için köklerimize sıkı sıkıya sarılacağız.
Bizi ruh kökümüzden koparmaya çalışanlara karşı dikkatli olacağız. Her birinizden maziden tevarüs ettiğiniz eşsiz birikimi atiye taşımanızı bekliyorum. Cesaretinizi kırmak, ümitlerinizi yıkmak, potansiyelinizi heba etmek isteyenlerin oyununa asla gelmeyeceksiniz. Yapamazsınız, başaramazsınız diyenlere kulak asmayacak, onların tuzaklarına asla düşmeyeceksiniz.
Şimdi kullanacağım ifadelere özellikle dikkatlerinizi istiyorum. Merhum Nurettin Topçu'nun şu değerlendirmelerine özellikle kulak vermenizi istiyorum. Bakınız, Maarif davamızın öncüsü rahmetli Topçu ne diyor? "Biz bu topraklarda Allah'ın ümidiyle gıdalanan, devlet nizamına aşık Fatih'in çocuklarını arıyoruz.
Biliyoruz ki hasta gönülleri tedavi edecek olan Süleyman Çelebi'den bir beste, Mevlana'dan bir nida, Fatih'ten bir selam, Yunus'tan bir müjdedir. Fatih'in çocukları, siz güneşin batmasından korkar mısınız? Bir vehimdir, muvakkattir. Yarın sabah güneş mutlaka doğacaktır. O halde güneşi batırdık, güneşi batıracağız diyenlerden de korkmayın."
Sevgili genç kardeşlerim, bugün zorluklarla, sıkıntılarla, acılarla karşı karşıya olsak da inşallah ebet bizimdir. Unutmayınız, biz bu ülkede yolcu değil, hancıyız. Biz burada ev sahibiyiz. Burada doğduk, burada büyüdük, burada yaşıyoruz. Bize gazete manşetlerinden ömür biçenler oldu. Bize haritalar üzerinden güya yer gösterenler oldu.
Bize alçakça iftira atanlar, bize saldıranlar, emperyalist ağababalarına güvenerek bize had bildirmeye cüret edenler çıktı. Şimdi onların hiçbirisi yok. Neredeler? Tam da cibilliyetlerine yakışır şekilde arkalarına bakmadan kaçıp gittiler. Ülkemize ve milletimize ettikleri kanlı ihanetin bedeli olarak on binlerce kilometre ötede son nefeslerini onursuzca verdiler. Ama biz buradayız. Elhamdülillah dimdik ayaktayız.
Emri hak vaki olana kadar da yine burada olacağız. Gençler, Hilal'in gölgesinde ezanı Muhammedilerin huzur veren ikliminde yaşamaya devam edeceğiz. Her karışında bir yiğit yatan bu ülke bizim vatanımız. Bu ülke 86 milyon olarak hepimizin ortak yuvası, ortak çatısıdır. Kimlik siyaseti, köken siyaseti, meşrep ve mezhep farklılıklarını kaşıyan fitne siyaseti dönemi artık kapanmıştır.
Unutmayın, kimse bizi bölemez. Kimse kirli ellerini birlik ve beraberliğimize uzatamaz. Terörün olmadığı, nifakın olmadığı, her köşesinde kardeşliğin egemen olduğu bir iklimi ülkemizde ve bölgemizde inşallah hep birlikte tesis edeceğiz.
Allah'ın yardımı ve milletimizin hayır duasıyla önümüzdeki dönemde önce terörsüz Türkiye'ye, ardından da terörsüz bölgeye vasıl olacağız. Sizlerden de bu kutlu mücadelemize güçlü destek bekliyorum. Rabbim işbirliğimizi ve işlerimizi kolaylaştırsın diyorum.
Sizin hayallerinizi gerçekleştirmeniz bizim en büyük arzumuzdur. Bunun için 23 yıllık iktidarımız boyunca gerçekten çok gayret sarf ettik. Bu ülkenin gençleri her alanda güçlü bir şekilde var olsun, dik dursun, özgürce hedeflerine odaklansın diye gecemizi gündüzümüze kattık.
Yasakçı anlayışı, baskıcı zihniyeti, tek tipçi uygulamaları tarihin çöp sepetine yolladık. İmam hatip ve meslek liselerinin maruz bırakıldığı adaletsizliğe son verdik. Başörtüsü ve kılık kıyafet yasaklarını inşallah bir daha geri gelmemek üzere kaldırdık.
Eğitimde, siyasette, teknolojide gençlerimize alan açtık. Tüm imkanlarımızı geleceğimizin teminatı olan gençlerimiz için seferber ettik. Kredi ve burs desteklerimizi artırdık. 81 ilimizi üniversitelerle bilim, kültür ve spor merkezleriyle donattık. Üniversite yurtlarımızın sayılarını artırdık.
Bu yurtları modern, güvenli ve konforlu hale getirdik. Türkiye yüzyılı maarif modeliyle eğitimde niteliği artıracak önemli bir adım daha attık. Gençleri sadece vitrin süsü olarak kullananlara, gençlerin heyecanları üzerinden ikbal devşirmeye çalışanlara, yolsuzluklarını perdelemek için gençlerin arkasına saklananlara, velhasıl gençleri sarf malzemesi olarak gören menfaatperestlere bugüne kadar prim vermedik.
Bundan sonra da ülkemiz gençlerini suç örgütlerinin, terör örgütlerinin, çıkar şebekelerinin insafına bırakmamakta kararlıyız. Özellikle sivil toplum kuruluşlarımızdan gençlerimize daha sıkı sahip çıkmalarını, onlarla daha fazla ilgilenmelerini istirham ediyorum. Sizlere güveniyorum. Faaliyetlerinizde sizlere Rabbimden muvaffakiyetler temenni ediyorum.
Bu düşüncelerle 4. Türkiye Gençlik Zirvesi'nin gençlerimiz başta olmak üzere ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Zirveyi düzenleyen Türkiye Gençlik STK'ları platformumuza, bu başarılı organizasyon için tekrar teşekkür ediyorum. Programa teşrif eden sivil toplum kuruluşlarımıza, değerli misafirlerimize, siz kıymetli gençlere şükranlarımı sunuyorum. Sizleri bir kez daha sevgiyle, saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. Sağ olun, var olun. Allah'a emanet olun. Kalın sağlıcakla."
Hibya Haber Ajansı